Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, son yaşanan gözaltı dalgasının yeni kurulmak istenen bir Ergenekon kumpasının adımları olduğunu belirtirken iktidarın ana muhalefet partisi CHP’yi ve olası cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu hedef aldığını söyledi. Şık, “Büyük bir toplumsal sessizlik nedeniyle ‘meşruiyet kazanan’ her türlü haksızlık ve hukuksuzluğun karşısında duran, tüm muhalif unsurların barış, eşitlik, demokrasi ve hukuk normlarının hâkim olduğu bir ülke ortak paydasında güven duyulur bir siyasi odak inşa ederek geniş tabanlı bir itirazın duyulur olduğu kapsayıcı bir sivil itaatsizlik içeren bir karşı koyuş, strateji bir politik hat örülemezse, bu ikinci Ergenekon kumpas sürecinde herkes sırasını beklemek zorunda kalacak” ifadesini kullandı.
Diken’den Onur Öncü’ye konuşan Ahmet Şık, “Medyadaki denge her geçen gün bozuluyor. Bağımsız medya kurumları neredeyse yok denecek kadar az. İktidar yanlısı gazeteciliğin karşıtlığı muhalif gazetecilik olmuş. Bu durumun mevcut siyasal iklime etkisi ne oldu?” sorusunu şöyle yanıtladı:
CHP SÜREKLİ DEFANSTA KALIYOR: Saray rejimi 31 Mart yerel seçim mağlubiyetinin şokunu atlattıktan sonra, (CHP Genel Başkanı) Özgür Özel’in hayal ettiğine değil memleketin gerçek normaline dönüş yaptı. Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin Türkiye’de ve iktidar cenahında yarattığı zafer havasıyla beraber de muhalefet üzerindeki baskısına hız kesmeden devam ediyor. Sürekli kendilerine yönelik itham ve saldırılar karşısında defansta kalan, karşı hamle geliştiremeyen ya da beceremeyen bir CHP görüyoruz.
DENKLEMİ BOZABİLEN TEK KİŞİ VAR: Hal buyken CHP adına denklemi bozabilen bir tek kişi var: Recep Tayyip Erdoğan’ın da 2019 yerel seçimlerinden itibaren cumhurbaşkanlığı yarışında karşısındaki tek ve en büyük rakibi olarak gördüğü Ekrem İmamoğlu. İktidarı paylaşan siyasal odaklara, yargısına, medyasına, trolleriyle anladığı dilden konuşup polemiğe giriyor. Kendisine sadece Erdoğan’ı muhatap alıp yanıt veriyor. Uzatmaya gerek yok, CHP ne kadar defansta ise İmamoğlu da o kadar ofansta hareket ediyor. Ama söylemleri, kampanyaları, yanlış pozisyon alışları ve siyasal tutumlarıyla Erdoğan’ın en büyük rakibini aşağı çekiyor görüntüsü veren bir CHP ortaya çıktı. Bilirkişinin siyasal pozisyonunu açık eden basın toplantısıyla beraber İmamoğlu bu gidişi yeniden tersine çevirmek istedi. Ancak maalesef yaşanan Halk TV operasyonuyla esas konuşulması gereken konu tali kaldı. Hatta hiç konuşulmaz oldu.
…
HALK TV’NİN TİP’E UYGULADIĞI SANSÜR: Bakın çarpıcı bir örnek anlatacağım. Halk TV, 2023 Mayıs seçimlerinin iki ay öncesinde TİP’e yönelik bir oy geçişi görülünce çözümü Erkan Baş’ı (TİP genel başkanı) da ekrana çıkarmayarak bulma yoluna gitti. Çok uzatmayayım ve son olaya geleyim. Halk TV’ye operasyon yapıldığı gün biz üç vekil de Ankara’da Meclis’teydik. Arkadaşlarımız gözaltına alınınca gece uçağıyla İstanbul’a döndük ama parti il yöneticilerimiz, MYK ve PM üyelerimizle partili arkadaşlarımız görece kalabalık bir şekilde Halk TV binasının önüne gittiler. Biliyorsunuz sabaha kadar yayın yapıldı. Birçok kişi Halk TV ekranlarından tepkisini, eleştirilerini dile getirdi. Ancak sadece TİP adına kanalın önüne giden arkadaşlarımız görüşlerini açıklayamadı. Çünkü ambargoluyuz. Basın özgürlüğü diye feveran ettiğiniz bir günde bile dayanışma için kanalın önüne gelen TİP temsilcilerine patron talimatıyla sansür uygulamaktan geri durmamanın takdirini kamuoyuna bırakıyorum.
REJİMİN SİYASET YAPMA BİÇİMİ HER YERE EGEMEN: Özgür Özel’in kendisine yönelik siyasal eleştirilerimize “Meclis’te konuşma hakkınızı ben veriyorum” kibriyle mukabele etmeyi tercih etmesiyle, CHP’nin en önemli medya organı Halk TV’nin sansürü arasındaki korelasyon, demokrasi ve hukuk normlarının memlekete egemen olacağı iddiasını değil, mevcut rejimin ve sahiplerinin siyaset yapma biçiminin her yere egemen olduğunu kanıtlar o kadar.
Ahmet Şık, “Ekrem İmamoğlu’na yargı aracıyla bir baskı uygulanıyor. İmamoğlu’nun bu kadar çok hedefte olmasının sebebi nedir?” sorusuna ise özetle şu yanıtı verdi:
İMAMOĞLU, ERDOĞAN’IN EN KORKUTUCU RAKİBİ: Eğer 2023 seçimlerinde muhalefetin adayı İmamoğlu olsaydı şu an cumhurbaşkanlığı koltuğunda Erdoğan oturmuyor olacaktı. Yani biraz önce dediğim gibi Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçiminde İmamoğlu dışında kimseyi kendisine rakip olarak görmüyor. O yüzden hedefinde o var. İktidarı boyunca Erdoğan’ı daha fazla korkutanlar olmuştur, ona daha fazla zarar verenler olmuştur, onu daha fazla incitenler olmuştur. Ama şu gerçeği yabana atmamalıyız; İmamoğlu şu an Erdoğan’ın en korkutucu rakibi. İmamoğlu, şu haliyle Erdoğan kapsayıcılığındaki tek gerçek tehdit.
İMAMOĞLU, KÜRTLERE AKP’NİN TEK SEÇENEK OMADIĞINI HATIRLATIYOR: Siyasi konjonktürle yakından ilintili olarak temel bir ayrım noktası daha var. Erdoğan’ın İmamoğlu dışındaki alternatifleri, Kürtlere herhangi bir şey vaat etmek bir yana Kürtler için tercih edilmez nitelikteler. İmamoğlu’nu tam da çözüm sürecinde iktidar için daha tehlikeli kılan meselelerden biri bu: İmamoğlu Kürtlere AKP’nin tek seçenek olmadığını hatırlatıyor. Ama böyle atmosferlerde devlet masaya oturacaklarına tam olarak şu mesajı vermek ister: Benimle anlaşmaya muhtaçsın, benden başka seçeneğin yok. Dolayısıyla hem İmamoğlu, hem de Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer gibi figürler aracılığıyla yarattığı atmosfer, iktidarın konjonktürel olarak tam olarak bertaraf etmek istediği şeyler. İmamoğlu’ndan çok daha milliyetçi biri bile tam olarak bu yüzden onun kadar tehlike arz etmiyor. Bu yüzden İmamoğlu’nun merkezine koyarak yerel seçimlerin galibi olmuş CHP’ye dönük saldırıların tam ortasında da Kürt meselesinin halline dönük olduğu iddiasındaki son süreç var.
SÖYLEŞİNİN TAMAMI
(ALINTI)
More Stories
MHP’li Grup Başkanvekili terör örgütü PKK lideri Öcalan’a ‘Sayın’ dedi
İnegöl’de Servis Minibüsü ve Otomobil Çarpıştı
Ufuk Söylemez’den Zafer Partisi’ne ziyaret