ABD’nin en tanınmış seri katillerinden biri olan Mutlu Yüz Katili tarafından öldürülmüştü… 29 yıllık gizem 6 haftada çözüldü
7 mins read

ABD’nin en tanınmış seri katillerinden biri olan Mutlu Yüz Katili tarafından öldürülmüştü… 29 yıllık gizem 6 haftada çözüldü

Takvimler 1994 yılının Eylül ayını gösteriyordu. ABD’nin Florida eyaletinin Holt şehrinde, I-10 karayolunun kenarında çöp toplayan bir grup mahkûm, ağaçlar arasında bir kadın iskeleti buldu. Bu olay bir değil iki gizemin başlangıcı oldu. Bunlardan ilki, iki sene içinde çözüldü. Ancak ikincisiyle ilgili gerçekler ancak bu yıl açığa çıkarılabildi.

Birinci gizem kadını kimin öldürdüğüydü. Bu soru 1996 yılında cevabını buldu.

Bir uzun yol şoförü olan ve Happy Face Killer yani Mutlu Yüz Katili olarak bilinen Keith Jesperson polise verdiği ifadede, bir kadını öldürüp cesedini söz konusu yol kenarına attığını itiraf etti.

ABD’de son dönemin en tanınan seri katillerinden biri olan Jesperson, 1990’lı yılların başlarında Washington, Oregon, California, Florida, Nebraska ve Wyoming eyaletlerinde en az 8 kadını katletti. Jesperson’ın kurbanlarını genelde seks işçileri ve yolda tanıştığı kadınlar oluşturuyordu.

İLK KURBAN 1990’DA BULUNDU

Medyaya ve yetkililere gönderdiği çok sayıda mektuba gülen suratlar çizdiği için Mutlu Yüz Katili olarak bilinen Jesperson’ın ilk kurbanı olan Taunja Bennett’ın cansız bedeni 21 Ocak 1990 günü Oregon’da Portland şehri yakınlarında bulundu.

Bu olayı gazetede okuyan Laverne Pavlinac isimli bir kadın, kendisine şiddet uygulayan erkek arkadaşı John Sosnovske’den kurtulma fırsatının eline geçtiğine inandı. Haberlerdeki detaylarla polise gidip cinayeti erkek arkadaşının işlediğini ve kendisini de yardımcı olmaya zorladığını söyleyen Pavlinac, Sosnovske’yle birlikte Mart 1990’da gözaltına alındı.

Çift yargılanıp ve Şubat 1991’de cezaevine gönderildi. Pavlinac 10 yıl, Soskovske ise ömür boyu hapis cezası aldı. Büyük ses getiren bu dava günlerce basının gündeminden düşmedi.

Jesperson’ın Bennett cinayetini itiraf edip kadının çantasının yerini polise söylemesinin ardından Pavlinac (fotoğrafta) 1995’te serbest bırakıldı.

Jesperson’ın Bennett cinayetini itiraf edip kadının çantasının yerini polise söylemesinin ardından Pavlinac (fotoğrafta) 1995’te serbest bırakıldı.

GÜLEN SURATLAR İMZASI OLDU

Medyanın ilgisinin başka birine çevrilmiş olmasına sinirlenen Jesperson, olay yerinden yüzlerce kilometre ötede bir benzin istasyonu tuvaletinin duvarına kocaman bir gülen yüz çizip cinayeti itiraf eden bir metin yazdı.

Ancak bu durumun fazla dikkat çekmemesi üzerine Jesperson medyaya ve yetkililere mektuplar göndermeye başladı.

The Oregonian gazetesine gönderdiği 6 sayfalık ilk mektupta sadece katilin bileceği detaylar yer alıyordu. Gülen suratları adeta bir imza gibi kullanıyordu.

The Oregonian’da çalışan gazeteci Phil Stanford’ın mektupları yazan kişiye yakıştırdığı Mutlu Yüz Katili ismi zamanla yaygınlaştı ve sık sık kullanılır oldu.

Jesperson ve avukatı Thomas Phelan

İSMİNİN “SUSAN” YA DA “SUZETTE” OLDUĞUNU SÖYLEDİ

30 Mart 1995’te Julie Winningham’ı öldürdükten sonra yakayı ele veren Jesperson, ifadesinde çok sayıda kadını katlettiğini söyledi.

Bir noktada kurbanlarının sayısının 160 olduğunu iddia eden Jesperson’ın işlediği cinayetlerin sadece 8’i teyit edilebildi.

Florida’da da bulunan kadın iskeleti de bunlardan biriydi.

Jesperson bu kadının adının “Susan” ya da “Suzette” olduğunu söyledi polise ancak daha önce kimliği tespit edilen Patricia Skiple isimli kurbanının adının da “Carla” ya da “Cindy” olduğunu söylediğinden bu ifade pek güvenilir değildi.

GENETİK GENEOLOJİ BİR GİZEMİ DAHA AYDINLATTI

Oregon’da yargılanan Jesperson, üç ayrı ömür boyu hapis cezasıyla cezaevine gönderilirken öldürülen kadının kimliği gizemini korumaya devam etti.

Bu sorunun yanıtının bulunabilmesi için aradan neredeyse 30 yıl zaman geçmesi ve DNA izleme teknolojisinin ilerlemesi gerekiyordu. Ancak sonunda kadının kimliği belli oldu.

Polisin 3 Ekim günü yaptığı açıklamada, bugüne kadar Jane Doe olarak bilinen maktulün Suzanne Kjellenberg olduğu bildirildi.

Teksas merkezli özel bir laboratuvar olan Othram Forensics’in desteğiyle yürütülen soruşturmada, son birkaç yıldır sık sık gündeme gelen yeni bir teknik olan genetik geneoloji yöntemi kullanıldı.

“BİZ BUGÜN SUZANNE’İN SESİ OLDUK”

Kadının genetik profilini oluşturan uzmanlar, elde ettikleri verileri milyonlarca kişinin profillerinin bulunduğu Ancestry.com gibi özel veri tabanlarıyla karşılaştırdı. Bu sayede önce kısmi bir eşleşme elde edildi.

Bu eşleşmeden yola çıkarak bir aile ağacı oluşturan uzmanlar, kadının Wisconsin’de yaşayan akrabalarına ulaştı.

The Daily Beast’in aktardığına göre, Okaloosa Vilayeti Şerif Bürosu’ndan yapılan açıklamada, “Kjellenberg’in aile üyelerine gerekli bilgilendirme yapıldı. Onlar da Adli Tıp Bürosu’na ve Florida kolluk kuvvetlerine teşekkür etti. Aile bu yeni gelişmeyle başa çıkabilmek için mahremiyetlerine saygı gösterilmesi talebinde de bulundu” ifadeleri kullanıldı.

Şerif Eric Aden, “Suzanne, sesini duyurmayı hak ediyor. Bugün biz onun sesi olduk. Bu dava yılların emeğiyle çözüldü” dedi.

İFADESİNDE HER ŞEYİ ANLATTI

Kjellenberg’in Jesperson’ın altıncı kurbanı olduğuna inanılıyor.

Jesperson, videoya da çekilen itirafında Kjellenberg’in Tahoe Gölü’ne gitmekte olan bir otostopçu olduğunu ve kamyonuna bir benzin istasyonunda bindiğini söylüyordu.

Anlattığına göre uyumak için I-10 kıyısındaki bir dinlenme tesisinde mola vermişlerdi. Jesperson otel odasında Kjellenberg’in yanına yatağa oturmuş, bunun üzerine kadın çığlık atmaya başlamıştı. Birilerinin bu çığlıkları duyacağından endişelenen Jesperson da kadını boğarak öldürmüştü.

Jesperson’ın çalıştığı şirketin kuralları gereği kamyonuna yabancı birini alması yasaktı ve yakalanırsa başının derde girmesinden korkuyordu. İfadesinde Jesperson, “Ben çenesini kapatmasını söyledikçe o daha fazla çığlık attı. Ben de öldürdüm” diyordu.

Önce yumruklarıyla Kjellenberg’in boynuna bastırdığını sonra da plastik kelepçeyle boğazını sıktığını ifade eden Jesperson, sakin ve duygusuz bir tavırla, “Çok fazla insan öldürdükten sonra bu kolay bir şeydi” diye konuşuyordu.

29 YILLIK GİZEM 6 HAFTADA ÇÖZÜLDÜ

Yetkililer, aradan geçen yıllarda Jane Doe’nun kimliğini aramaktan hiç vazgeçmedi. Uzmanlar birkaç kez kilden büstler hazırlayıp kamuoyuyla paylaştı ancak fotoğraftaki kadını tanıyan kimse çıkmadı.

West Florida Üniversitesi’nde yapılan antropolojik çözümlemeler ve FBI laboratuvarlarının gerçekleştirdiği DNA analizleri de yetkilileri bir isme ulaştırmadı.

Nihayet geçen yılın sonlarında, güvenlik güçleri Othram Forensics ile iletişime geçti. Son birkaç yıldır bu tür çözümsüz davalarda önemli roller Othram uzmanlarının, 29 yıllık gizemi çözmesi sadece 6 haftalarını aldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir